22 November 2009

Neyse ki duydum

Bugun dogaya kactim. Hasmetli efendimizin kucaginda oturup soyleyeeklerini yazacaktim. Uzun zamandir gorusmemistik. Soyleyecegi ne cok sey vardir demistim. Lakin, dili acilmadi, sozu duyulmadi. Uzun sure bekledim. Nasihatlarini dinlemek istedigimi soyledim. Yanit alamadim.

Ustelik zamaninin kisitli olmadigini, gunduzlerinin yeterince uzun oldugunu da biliyordum.

Sessizliginin nedenini sonradan anladim.

Hani biri, yapilmasini istediginiz birseyi siz soylemeden gorup, dusunup, yapmissa ne kadar cok mutlu olursunuz. Aksine, eger siz o seyin yapilmasinini istediginizi soylemek durumunda kaldiysaniz, ayni sey ayni sekilde yapilmis olsa da, alinan haz ayni degildir. Birseylerin eksik kaldigini hissedersiniz. Kucucuk bir ayrinti herseyi degistirir.

Nasil dusunemedim bunu. Benim bakmami, gormemi istemisti. Beklemisti.

gozunun gordugudur dilimin soylemedigi
soylersem kalmaz degeri
sen gor, sen soyle
en iyisi boyle


Bir kus gecti. "yeri geldiginde sert bir sekilde cakilmali" dedi. Arkasini donup giderken "son anda donusler yapmaktan korkma. Kendine kizma" diye ekledi. Ardindan digeri "aldirma, zamani gelince kalk git" dedi. Yalpalaya yalpalaya gitti. Diger biri, basini cevirmeden, gozlerini isinden ayirmadan "dikkatli ve cesurca ara" dedi.

Bugunluk herhalde bu kadar deyip gitmek uzereydim ki, uzaklardan tok sesiyle "gonullerini bilip, aydnliklarini aldiklarinin yuzunu guldur" dedigini isttim. Kendime geldim.

18 November 2009

Icten Iliskiler Kurabilmek


Insan butun iliskilerinde icten olabilmeyi basarabilir mi?
Bugun, bitirmem gereken odevleri bir kenara koyup bu soruya biraz kafa yordum.

Yasantilarimiz, cevresel kosullarimiz ve yasadigimiz zaman dilimiyle tam anlamiyla cevrilmis durumda. Dogup buyumedigim, kulturunu ve iletisim yollarini cok iyi bilmedigim bir cevrenin icerisindeyim. Bu cevrede, saglikli bir iliski ortami yaratabilmenin pek kolay olmadiginin da farkindayim. Kolay degil biliyorum. Ama imkansiz mi?

Bu sorunun cevabini ariyorum. Neden mi? Cunku ben, hem kendimle hem de cevremle baris icinde olmak istiyorum. Hem bagimsiz olup, hem de uyum gucum yuksek olsun istiyorum. Dusuncelerim ile davranislarim arasinda bir bagdasim olsun, yaptiklarim soylediklerime aykiri olmasin istiyorum. Fakat, icten ilisikler kurup ic dunyamla baris icerisinde yasamakta epeyce zorlaniyorum.

Yasadigim zaman diliminini ben secmedim ve degistiremem. Bu bir anlamda modern cagin insani olmaktan vazgecemem anlamina da geliyor. Eger cagin insaninin icten ilisikiler kurabilmesi gercekten imkansizsa, o zaman anlamsiz bir beklenti icerisindeyim demektir.

Bir arkadasim, “insanin ‘ben’ olusu trajedinin de baslangidir” demis bir denemesinde. Bildigin ben’i ne pahasina olursa olsun korumaya calismak, ne buyuk bir caba gercekten. Koruyup durdugumuz bu varliktan usanirmisiz. Ve korumayi birakmayisimiz arsiz kilarmis bizi.

Butunlugumu korumak arsizligindan vazgecip, cagimin insani olma gudusune yenilip parcalarima mi ayrilsam? Ise yarar mi dersiniz?